İnternet bağlantılı ev egzersizlerinin öncüsü Peloton, pandemi öncesindeki değerini dörde katlayarak 32 milyar doları aştı. Eski balerin Putnam, interaktif aynasını 500 milyon dolara sattı. Şirketler, salgın sonrasında işlerin süreceğine inanıyor.
Brynn Putnam başarısında; hamileliğe bağlı sabah bulantılarının, Rusça öğrenmenin ve genç bir balerinken “manyakça bir odaklanma ve disiplin” sergilemenin büyük katkısı olduğunu söylüyor. ABD’de koronavirüs salgınının sunduğu nahoş fırsatı kaçırmayan bir avuç çevrimiçi fitness girişimcisinden biri olan Putnam, bir servet kazanmayı başarmış.
Putnam, kurucusu olduğu ve ev içi mini spor salonu işlevi gören bir nevi interaktif boy aynası olan Mirror’ı geçtiğimiz yıl 500 milyon dolara üst sınıf spor ve şık giyim markası Lululemon’a sattı. Görüştüğümüz 37 yaşındaki zarif Putnam, biraz Sharon Stone’u andırıyor; yüzünde makyaj yok gibi, gölgeli saç diplerinden çıkan platin tutamları dağınık ama havalı. Zoom üzerinden bir araya geldiğimiz Putnam ile koronavirüsün hem ona hem de bütün bir sektöre getirdiği benzersiz inovasyon ve büyüme hakkında konuştuk.
Online yarış
Pandeminin başından bu yana Mirror, Putnam’ın tabiriyle ”roket gibi” yükselmiş: Lululemon, 2020 mali yılı için 100 milyon dolar olarak belirlediği Mirror gelir beklentisini 150 milyon dolar olarak güncellemiş durumda. Putnam’a göre,
“Çoğu kişi evde egzersiz yapmayı rahatlık uğruna kaliteden feragat etmek olarak görüyordu ancak [pandemi döneminde] başka çareleri kalmadı ve bu deneyime bayıldılar.”
Geçtiğimiz ilkbaharda ABD’de kısıtlamaların en yoğun olduğu aylarda Mirror üzerinden egzersizler Covid öncesi aylık rakamlara kıyasla yüzde 70 civarında artmış; yine Putnam’ın söylediğine göre 20 yaş altı ve 60 yaş üstü Mirror kullanımı beş katına çıkmış. İnternet bağlantılı fitness şirketlerinin en ünlüsü Peloton 2021 mali yılının ikinci çeyreğinde gelirlerinin önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 128 artarak 1.06 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Şirket rekabetçi insanların evden çıkmadan birbiriyle yarışmasına imkân veren spinning (kondisyon bisikleti egzersizi) seansları sunuyor. Peloton’un mali yıl sonu için öngördüğü 4 milyar dolarlık gelir, pandemi sırasında rakamların birkaç misline çıktığını gösteriyor.
Jane Fonda çağı
Michigan Üniversitesi Spor, Sağlık ve Aktivite Araştırma ve Yönetim Merkezi yöneticisi Michelle Segar’a göre, “Peloton pandemiden önce de çok iyi gidiyordu ama sonrasında adeta bir patlama yaşadı. (…) Özellikle pandemi sırasında, insanlar sosyal temasa böylesine hasret kalmışken başkalarıyla iletişim kurma yolu haline geldi.”
Ev egzersizlerinin popülerliği on yıllar öncesine dayanıyor. 1980’lerde aktris ve savaş karşıtı aktivist Jane Fonda eflatun rengi taytı ve mor tozluklarını giyerek aerobik hocalığına beklenmedik bir geçiş yapmış ve videoları olay yaratmıştı. VHS kasetleri olarak yayılan içerikler DVD’lere dönüştü ve Tae Bo, P90X gibi bir sürü akım ortaya çıktı. Yüksek hızlı internetin gelişiyle aynı içeriğe takılıp kalma zorunluluğu ortadan kalktı ve YouTube’da sayısız egzersiz serileri yayınlanmaya başladı.
Ne var ki tüm bu içerikler ile evde jimnastik ekipmanı arasında bir kopukluk vardı.
Bisikletle başladı
Tüm bu eğilimler bir şirketin ortaya çıkarak donanım ile içeriği bir araya getirmesine önayak oldu. Ancak onca farklı branş içinden kondisyon bisikletinin çevrimiçi egzersiz âleminde kral olacağı herhalde kimsenin aklına gelmezdi.
2006 yılında Manhattan’da SoulCycle isimli butik stüdyo 45 dakikası 27 dolara lüks spinning dersiyle çıkageldi. Üç kadın tarafından kurulmuştu. 2010 yılında kurucularından biri Flywheel isimli bir rakip girişim başlattı ve “akıllı” teknolojiyi sektöre getirmiş oldu; bu sayede bisikletçilerin istatistikleri tüm ekibe iletiliyor ve rekabet ortamı yaratılıyordu.
Peloton’un kurucusu John Foley ve eşi, SoulCycle ve Flywheel hastasıymış ancak gruplarda yer bulamamaktan çok sıkılmışlar. Foley’in anlattığına göre eşi bir keresinde 45 dakikalık bir seansa katılmak için – çocuklarının bakımı ve taksi ücreti de dâhil – 150 dolar harcayınca, zihinlerinde yeni bir fikir doğmuş.
Peloton dörde katlandı
Eylül 2019’da Peloton 8.1 milyar dolarlık değerle halka arzını açıkladığında birçok yatırımcı dudak bükmeyi sürdürdü. CNBC kanalında haberleri sunan Jim Cramer “havlu asmaktan başka bir işe yaramadıklarını” söyleyerek bisikletleri yok saydı. Peloton’un sadece kondisyon bisikleti değil, aynı zamanda “mutluluk sattığını” söyleyen Foley alay konusu oldu.
Ardından koronavirüs yüzünden spor salonları kapandı ve Peloton’un piyasa değeri şimdilerde 32 milyar dolara çıkmış durumda. Abonelikler geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre en az iki kat artarken, şirketin tek sorunu aşırı talep yüzünden siparişleri zamanında karşılayamamak. İnternet bağlantılı ev egzersizlerinin öncüsü için daha mutlu bir son yazılamazdı.
Öte yandan başarı yeni rakiplere ilham kaynağı oldu; bugünlerde Peloton modelini taklit etmeyi hatta farklı teknolojilerin kullanımı, daha düşük fiyat, daha fazla hediye ve daha popüler egzersiz biçimleri aracılığıyla onu geride bırakmayı amaçlıyorlar. Mirror’ın kurucusu Putnam da işte bu rakiplerden biriydi. Listede ABD kürek milli takımı eski koçu ve sanal deneyime dayalı evden kürek çekme aleti Hydrow’un kurucusu Bruce Smith’in yanı sıra, evden interaktif boks platformu Liteboxer’ın kurucu ortağı olan risk sermayedarı Todd Dagres da yer alıyor.
Mirror duvara monte edilen ve bir yandan fitness gruplarını gösterirken diğer yandan kullanıcının görüntüsünü yansıtan bir cihaz. Putnam bu fikrin ciddi sabah bulantılarından mustarip olduğu bir dönemde ortaya çıktığını anlatıyor. “Stüdyoma kadar 20 dakika yürüyemez olmuştum; bu yüzden ev egzersizlerini ciddi ciddi düşünmek zorunda kaldım.” Aklındaki girişim için ilk sermaye fonunu aldığında dokuz aylık hamileymiş.
Putnam pandemiden sonra daha fazla insanın evden çalışacağını, bunun da evde egzersizi iyice yaygınlaştıracağını düşünüyor. Şirketin kullanıcılara “Mirror üzerinden arkadaş bulma ve beraber spor yapma” imkânı veren Mirror Community Camera gibi araçları piyasaya sürdüğü bugünlerde, “Mirror’ın benzersiz bir çevrimiçi topluluk kurmak adına yapabileceklerinin henüz sadece ilk adımlarını görüyoruz” diyor. Mirror 1.495 dolara satılıyor; şirket ayrıca aylık 39 dolar abonelik ücreti istiyor. Akıllı kondisyon küreği Hydrow’un (2.245 dolar) kurucusu 51 yaşındaki Smith de salgının işlerine geldiğini kabul ediyor; zira orada da satışlar geçen yılın aynı dönemine göre yüz de 500 artmış.
Peki, pandemi bitip de insanlar gerçek sularda ve gerçek teknelerde buluşabilir hale gelince sanal dalgaları izlemenin keyfi uçup gitmeyecek mi? Çevrimiçi fitness için pandemiden sonra yaşam var mı? Michigan Üniversitesi’nden Segar şöyle açıklıyor: “Bu türden yaratıcı, ev içi seçenekler insanlara hem A hem de B planı sunuyor.”
Video: Peloton Tread — is it worth it?