Son yıllarda dünya genelinde doğumla ilgili alternatif yöntemler öne çıkıyor. Bu alternatif yöntemlerin ortak amacı, doğum mucizesini anne ve bebek için daha rahat ve güvenli hale getirmek; keyifle hatırlanmasını sağlamak.
Doğum, şüphesiz ki bir kadının yaşadığı en özel deneyimlerden biri. Hamileliğiniz süresince bebeğinizin gelişimi için sağlıklı beslenmeye, yürüyüşler ve bazı egzersizler yapmaya çalıştınız. Artık doğum zamanı yaklaştı ve hem bedeninizi hem de psikolojinizi yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili bilgi edinmeli ve doktorunuzla birlikte, sizin için en doğru doğum yöntemine karar verebilmek için iyi bir değerlendirme yapmalısınız.
Genellikle 18-36 yaş aralığında ve ilk doğumunu yapacak olan kadınların normal doğum yapabilme ihtimali yüksek. Eğer doktorunuz da doğal doğum için hiçbir engeliniz olmadığını söylediyse, size doğum yönteminizi seçmek kalıyor. İşte size çeşitli doğum yöntemleri hakkında derlediğimiz bilgiler…
Geleneksel Yöntemde Farklı Ekoller
Geleneksel yöntem, anne adayının doğum için doğal olarak hazırlıklı olduğunu kabul eden ve doğum esnasında rutin tıbbi müdahaleleri reddeden yaklaşım. Bu yaklaşıma göre kadın vücudu doğurma fonksiyonu ve yeteneğine sahip, anatomik ve fizyolojik olarak doğal doğuma uygun güç ve yapıda yaratılmış. Doğal doğum yapan kadınlar, doğumun yönetimini üstlendiğinden kendilerini daha güçlü hissediyor. Bu yöntemde bebek doğar doğmaz, henüz göbek kordonu kesilmeden annenin memesine veriliyor, anne ile bebek arasında hızlıca kurulan ten teması, güçlü bir duygusal ilişkinin temellerini hazırlıyor. Emzirme daha keyifli ve başarılı oluyor. Doğal doğum, gebelikte iyi bir hazırlık ve eğitim süreci de gerektiriyor. Gebelik sürecine ve doğuma eşlik edecek bir ebenin olması, kadın doğum doktoru ile doğru iş birliği, anneyi anlayan ve onu destekleyen ailesi… Kısacası iyi bir ekip sağlıklı bir doğum için de önemli bir faktör.
20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, doğal doğum için farklı ekoller ortaya çıktı. Lamaze, Dick Read, Leboyer, Bradley, Odent gibi doğal doğum savunucularının yöntemleri ilgi görmeye başladı. Lamaze yöntemi; doğum öncesi gebenin ve eşinin doğum konusunda bilgilendirilmesini, eğitilmesini, travay (sancı başladığı andan itibaren doğum süreci) boyunca ve doğum sırasında annenin desteklenmesini, solunum egzersizleri ile rahatlama ve gevşeme tekniklerini içeriyor. Solunum egzersizleri ile gebe doğumuna konsantre oluyor, kasılmalarını bilinçli olarak kontrol ediyor. Böylece uterusa giden kan akışı artıyor, plasenta yolu ile bebeğe oksijen sağlanmış oluyor. Bu ekole göre; doğum kendi başlamalı, annelere doğum boyunca hareket özgürlüğü verilmeli, doğum yapan kadınlara duygusal ve fiziksel destek verilmeli, doğum eylemi boyunca rutin müdahalelerden kaçınılmalı, doğumda doğal ve aktif ıkınma teknikleri tercih edilmeli, doğumdan sonra anne ve bebeği bir arada tutulmalı ve emzirme için limitsiz imkan tanınmalı.
Dick Read ekolü ise doğumda korkunun giderilmesi esasına dayanıyor. Dr. Grantly Dick Read, doğum ağrısının korku sonucunda oluştuğunu öne sürüyor. Korku, doğal olarak bedende gerginlik yaratıyor, doğum sırasında bebeğin çıkışı sırasında direnci artırıyor. Korku, eğitim ve fiziksel/ruhsal alıştırmalarla giderilirse, gebe bedenini özgür bırakabiliyor ve doğal doğurma gücünü kullanabiliyor.
Leboyer ekolü, daha çok bebeğe odaklanıyor. Doğumun hassas bir şekilde yapılmasını öngören bu yönteme göre doğum odasında kuvvetli ışık ve gürültü olmamalı, bebeğe ilk solunumuna başlaması için vurulmamalı, solunum başlamadan kordon kesilmemeli. Ayrıca doğum için karanlık ve sessiz bir ortam öneriliyor.
Bradley yönteminde kadınlar, epidural anestezi ya da herhangi bir cerrahi yöntem kullanmadan, eşlerinin desteğiyle doğum yapmaya teşvik ediliyor. Eşlerin koçluğunun ve solunum tekniklerinin doğumu kolaylaştırdığı savunuluyor.
Odent yönteminde ise doğum, özel bir deneyim olarak değerlendiriliyor ve çiftlerin bu deneyimi uyaranların olmadığı en iyi fiziksel ortamda, sevgiyle yaşamasını öneriyor. Michel Odent, doğumun içgüdüsel bir olay olduğunu, doğal fizyolojik sürecin bozulmaması gerektiğini söylüyor.
Suda Doğum
Son zamanlarda popüler hale gelen ‘suda doğum’ da alternatif bir doğum yöntemi. Suda doğum hastanede veya evde yapılabiliyor. Bebeğin tam anlamıyla suyun içinde doğması ya da travay sürecinde kadının suyun olumlu etkilerinden yararlandıktan sonra doğumun suyun dışında yapılması şeklinde olabiliyor.
Sudan yararlanmanın diğer bir yolu da, kadının sıcak su ile duş alması. Suda doğum yapacak olan kadınların, bu yöntemle ve uygulama süreciyle ilgili yeterli bilgiye sahip olması gerekiyor. Ayrıca, travay ve doğumu yönetecek profesyonelin yetkinlik sertifikasını kontrol etmek de önemli. Suda doğumda suyun sıcaklığı, miktarı ve hijyeni önemli. Suyun sıcaklığı vücut ısısına uygun olarak 36-37 derece, miktarı kadının göğüs altı hizasına kadar olmalı.
Bu yöntemde suyun rahatlatıcı etkisi, düzenli solunum ve kaldırma kuvveti ile kas gerginliğini azaltıyor, doğum ağrısına tahammül artıyor. Suyun içinde olmak, kadına içgüdüsel olarak davranabileceği ve doğum sürecini kontrol edebileceği bir ortam sunuyor. Bu yöntemde doğumun süresi de kısalabiliyor ve doğum sonrası kadın kendini daha iyi hissediyor. Ayrıca su, bebeğin dünyaya daha yumuşak geçişini sağlıyor. Suda doğumun anne ya da bebek için zararlı etkilere neden olduğunu gösteren hiçbir kanıt yok. Ancak araştırmacılar, konuyla ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
İzleyin: Suda doğum: doğal bir doğum şekli midir, doğum sancılarını azaltmada epidurale göre daha etkili mi?
Hypnobirthing (Hipnoz ile doğum)
Bu yöntem, temelde eski doğum felsefesine odaklanıyor. Hipnoz, direkt olarak bilinçaltına girilen ve uzun süredir kullanılan bir teknik. Doğumda kullanıldığında, ağrının ve korkunun ortadan kaldırılmasının yanı sıra mümkün olan en derin gevşemeye olanak tanıdığı söyleniyor. Bu sayede hem anne hem de bebek için daha az komplikasyon, daha hızlı ve kolay doğum, daha az kanama olduğu belirtiliyor.
1989’da hipnoterapist Marie Morgan tarafından tanıtılan bu yöntem, Morgan yöntemi olarak da biliniyor. Hipnoterapistler, gebelere ve doğuma destek olacak kişilere gevşeme tekniklerini, doğum kaslarının nasıl çalıştığını ve doğal doğum içgüdülerini öğretiyor. Amaç, sakin ve rahat doğum… Bu yöntemin savunucuları, “Korku ve gerginlik ya da özel tıbbi sorun yoksa, şiddetli doğum ağrıları da olmaz” inancını savunuyor.
Akupunktur
Akupunktur, enerjinin doğal akışını dengelemeye yardımcı olmak için, uyarıcı noktalara ince iğneleri yerleştirmeyi içeren eski bir Çin şifa yöntemi. Doğum hazırlığında, gebeliğin 36. haftasından sonra uygulandığında, servikste etkili bir yumuşama ve belirgin derecede kısalmış bir doğum süreci gözlendiği söyleniyor. Bazı çalışmalar, iğnelerin ağrıyı azalttığını ve doğum sırasında sakinleştirici bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Suda doğumda doğum süresi kısalıyor. Bebek ciğerlerinde bulunan suyu daha rahat atıyor ve yine suyun içine geldikleri için doğum şoku yaşamıyorlar. Tercih edilebilir.
Suda doğum doğal mı oluyor? Balığın karada doğum yapması kadar doğal bir olaydır.